29.AHİLİK KÜLTÜRÜ HAFTASI BASIN BİLDİRİSİ 23-29 MAYIS 2016
Ahilik; bir yandan bireylerin ahlaki erdemler bakımından donanımlarını, onları karakter sahibi bireyler yapmayı amaçlarken öte yandan da bireylerin oluşturduğu aileden millete ve hatta tüm insanlığı kapsayarak bütün toplumsal yapıların huzur, barış, paylaşım ve esenlik içinde yaşamalarını amaç edinen bir insanlık kurumudur. Ahiliği sadece tarihi görevini gerçekleştirip, tarihin derinliklerine gömülmüş bir kurum olarak görmek hata olur. Çünkü ahilik kurumu insanlığın her zaman ve zeminine hitap edecek malzemeye sahip, paylaşımcı bir üretim ve ekonomi modelini savunan, çağlar üstü bir değerler sisteminin adıdır.
Bugün dünyada ve ülkemizde hakim olan kapitalist ekonomik düşünce gereği, birey ve işletme faaliyetinin tek hedefi kâr maksimizasyonu ve para kazanma üzerine kurgulanmaktadır. Lâkin şirketlerin sadece bilançolarında gösterebildikleri kârları ile başarılı sayıldıkları günümüz sisteminin sorgulandığı yeni bir yapıya da günden güne daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Buna paralel olarak merkezinde çalışma ortamındakilere whistleblowing, mobbing, kayırmacılık ve rüşvet gibi modern iş dünyası hastalıklarıyla zarar vermeden sorumlu ve erdemli iş yapabilme kavramını barındıran, iş ahlâkı kurallarının ön planda olduğu ve modern iş dünyasındaki çalışma kültürleri ve kurum kültürlerinin temelini oluşturduğu yeni bir yapıya doğru geçişin başlangıç noktasında olduğunu söyleyebiliriz. Bu yeni yapının belirleyici aktörleri hiç şüphesiz sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden, rekabete değil paylaşıma dayalı anlayışa sahip, temeline insana saygıyı esas alan erdemli bireyler ve yöneticiler olacaktır.
Kendinden çok başkalarını düşünen, en az kendisi kadar başkalarının da hak ve hukuklarını kollayan bir insan modeli ortaya koyan Ahiliği, tam da bu noktada her zamankinden daha çok anlamaya mecburuz.
Ahiliğin model olarak ekonomik yapısı ve çalışma kültürünü incelerken, sivil toplum kuruluşu özelliğini de dikkate almak gerekir. Ahilik yüzyıllarca Anadolu topraklarında egemen olmuş, insan merkezli bir yönetim anlayışını benimseyerek, bireylerin mutluluğu ve toplumun düzeni için var olmuştur. Yönetim organlarını seçimle iş başına getirerek şeffaflık prensiplerine göre sağlamıştır. Yönetimin her kademesinde varlığını hissettirmiştir. Haksızlık karşısında tepkisini dile getirmekten asla çekinmeyen bir kurum olmuştur. Ahi Evren’in kurmuş olduğu Ahi birliklerinde Ahi Baba, Kethüda ve yiğitbaşı esnaf birliğini temsil ederlerdi. Bu temsil mesleki ve hukuki alanları kapsardı. Mesela debbağlık(dericilik) mesleğinde deri temin edilecek kesimhanelerden esnaf birliği hissesine düşecek derilerin tedarik edilmesini yönetirdi. Derileri dericilere bölüştürür, her deri üreticisinin deri dağıtımından alacağı hisseleri belirlerdi bu tekelleşme ve monopol oluşumların meydana gelmemesini sağlardı. Ayrıca birlik temsilcileri kalfalık ustalık terfilerini yaparlardı, esnaf birliği işleyişinin uygulaması esnasında kurallara uymayanları uyarır, meslekten men edebilir hatta gerekli görürse kadılığa/mahkemeye konuyu intikal ettirirdi. Bu fonksiyonuyla birlik temsilcilerinin ve ahi babanın tarihte ombudsmanlık, kamu hakemliği veya arabuluculuk görevlerini de üstlendiklerini söyleyebiliriz. Üretici-tüketici ve tedarikçi arasında meydana gelen anlaşmazlıklar ahi birliklerinde çoğu zaman yargıya intikal ettirmeden çözümlenmiştir.
Sonuç olarak ahiliği tarihte o çağların şartları içinde uygulanan kurallar çerçevesinde değerlendirip tarihin derinliklerinde bırakmak yerine tüm olumlu söylemleri ve uygulamaları ile günümüze ışık tutarak her devlete ve her sisteme her çağda vereceği daha çok mesajlar olduğunu düşünüyoruz. Bu sayede terör, işsizlik, yolsuzluğun olmadığı tüm dünyada güce sevginin yerini sevginin gücünü alacağı bir düzen dileğiyle sevgiyle kucaklaşmak tekrar başlangıcımız olsun.
ERDEM SAHİBİ TÜM İNSANLIĞIN, AHİLİK HAFTASI KUTLU OLSUN…